Bayavsar Kasabasi
  Kissadan Hisse
 

Sahi Orada Bir Köy Var Mı Uzakta?

Sen bilmezsin, eskiden “köylü olmak, köyden gelmek” kötü bir imajdı.

“Köyden İndim Şehre” filmlerine güler, sözde hor gördüğümüz insanlar için böyle abuk sabuk bir tabir kullanırdık biz.

“Köylü milletin efendisidir” diyen Atamıza bile ilk karşı çıktığımız zamanlardı belki de.

Hepimiz şehirli, hem de büyük şehirli, büyük insanlar olmak isterdik.

Ama köy görmüş Abdal misali görgüsüzlüğümüzle tüketmeye başladık kendimizi.

Artık şehir korkutucuydu, şehir yorucuydu, şehir acımasızdı.

Çünkü artık görünen “köy” kılavuz istemiyordu, doğallıktan belki de daha kötüsü insanlıktan hızla uzaklaşmaya başlamıştık.

Pek matah sandığımız şehirde doğru söyleyeni sadece dokuz köyden değil, Onuncu Köy’den de kovmaya başlamışlardı.

Gitmeliydi ama nereye?

Sit alanlarını çoktan tüketmiş bizler “git” alanları aramaya başladık.

Anamızı da alıp gidecek köylerin umuduna sığındık.

Ve hormonlu egolarımıza, hormonlu gıdalar karıştıkça bir anda “köyden gelen” yine değerli oldu yaşamımızda.

“Köy kahvaltısı, köy ekmeği, köy yoğurdu” bizden intikamını alır gibi, şehir “tezgahlarımızda” en kıymetli günlerini yaşar oldu.

Aslında hiç var olmayan Ferrari’lerimizi satıp “hadi gel köyümüze geri dönelim” şarkılarıyla hislenirken kurduğumuz “köyde basit, huzurlu yaşam” hayallerimiz “butik otel, otantik pansiyon, köy evi” isimleri altında yaşamımıza geri döndü.

Ama hiç gitmedik, gidemedik. Köy bize gelsin istedik…

Çünkü korkağız.

İstediğimiz o doğallık, o dürüstlük değil aslında.

Bir Pazar günü Plazalarımızdan çıkıp son model arabalarımıza binerek, büyük şehirlerdeki lüks kafelere gidip köy yumurtamıza bazlama batırmak bütün derdimiz.

“Ay hep Paris, hep New York çok sıkıldık, bu sene Çamlıhemşin’de alternatif bir tatil yapalım şekerim” ile sınırlı “doğallık” hayalimiz.

Sonra da “köy” hallerimizi, “koy” Feys’ine gitsin.

Öylesine kendi beğenmiş haldeyiz ki, hala “orada uzakta bir köy var, o bizim köyümüz” demekten bile utanır haldeyiz.

Dağdaki çobanla oyumuzun bir tutulması kahrediyor bizi de, dağdaki teröristlerin Meclis’te söz hakkı bulmasına söz etmiyoruz o nedenle.

Ah gün yüzlüm… Biz hepimiz çoktan kovulduk Onuncu Köy’den.

Tahtalı Köy’e gidene kadar gün dolduruyoruz hep birlikte.






 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol